27 Şubat 2017 Pazartesi

Haftasonundan

Neredeyse 20 gün olmuş yazmayalı. Hem ne yazacağımı bilemedim, hem de elimdeki kitabı bitirmek için bloglara girmedim. Çünkü bir girdim mi çıkamıyorum. Resmen kendimi kaybediyorum bloglar arasında.

Bir kitap ki, yılan hikayesine döndü.





Kitabı yarım bırakmamak için resmen cebelleştim kendimle. İki defa başa sardım. Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı. Başka bir kitabını okur muyum bilemiyorum. Farklı bir son bekliyordum. Kitabı elimden bıraktığımda, tekrar elime almam için hiç bir sebep sunmuyordu kitap bana.
Doğu - batı sentezi demiş bana göre alakası yok. Tarihle ilgisi yok. ' Ben neden benim?' sorusuna yanıt aranan sayfalar gerçekten güzel kurgulanmıştı. Çoğu zaman kişileri karıştırdım. 
Değişik bir kitap. Tavsiye eder miyim? Hayır.


Aynaya bakarken nasıl görünüşünü seyrediyorsa insan, kendi düşüncesinin içine bakarak da özünü seyredebilirdi. (Sayfa 57 - YKY)
Sonraları, yaşamak için hikayeler uydurduğum yıllarda, hikayeler uydurmak için yaşamayı düşleyen bu adamı hatırladım. (Sayfa 17 - YKY)
 150 sayfalık kitabı bitirmem 1,5 ay sürdü. Rezalet bir durum anlayacağınız.

Bu aralar akşamları örgü örmeye çalışıyorum. 2013 yılında başlamış olduğum bu battaniyeyi tekrar elime aldım. Ozan için örmeye başlamıştım, şimdi kardeşi dünyaya gelecek inşallah ona yetiştirebilirim.  :) Tembelim biliyorum. Kenarını örüyordum 4. sırada beğenmediğimi farkettim ve tekrar söküp başladım. 

Cumartesi günü ise beni bir süpriz bekliyordu. Normalde bugün olan doğumgünümü bizimkiler organize olmuş cumartesi kutlamaya karar vermiş. Herkes bişeyler hazırlamış gelmiş. İmece usülü bir doğumgünü partisi harika oldu açıkçası. İkramlar on numaraydı. Eşimin benim için sipariş verdiği pasta da onu bir süpriz bekliyordu. Pastacı, arkadaşımız olunca içine kendi duygularını katmış.  :) Üzerindeki mesaj hiç eşime göre bir şey değildi. Hepimiz gülmekten yerlere yattık. Artık 38 olduğuma göre profilimi de düzelteyim bir ara :)



Misafirlerimiz gittikten sonra asıl süpriz geceymiş. Hemen aklınıza muzur şeyler geldi di mi :) Maalesef Ela rahatsızlandı. Gece istifra etti. Üşüttü galiba. Aksırmalar, tıksırmalar. Bütün gece babayı yatırmadı.

Pazar uyandığımda ben de kendimi iyi hissetmiyordum ama kendimizi dışarı atmazsak ev hali çekilecek durum değildi. Kahvaltımızı dışarda yaptık. Ela bir şey yemese de açık hava, güneş iyi geldi. Sonra sahile çıktık. Uçurtmamızı uçurduk. Ama Ela halsizdi biz de daha fazla yormadan eve geçtik. Güzel bir duş ile uykuya daldı kuzum.

Bugün de burun akıntısı hafif ateş devam ediyor. Kaderin cilvesi ben ofiste, o evde. :(

Çiçeklerim gibi güzel geçsin gününüz.
Herkese sağlıklı, mutlu haftalar.






9 Şubat 2017 Perşembe

Tatilde ne mi yapıyoruz? Part - 2

Geçen seneden kalan 8 günlük yıllık iznimi sömestr tatilinin ikinci haftasından itibaren kullanmaya karar verdim. Maksat çocuklarla bişeyler yapmaktı. İlk haftasını evde nasıl geçirdiğimizi şurada anlatmıştım.

Yapacak listemiz hazırdı zaten.




Cumartesi kahvaltıdan hemen sonra hazırlanmaya başlamamıza rağmen yine geç kaldık avm de çocuklar için hazırlanan aktiviteye. Ama oraya varınca gördük ki, hiç de hayal ettiğimiz gibi değilmiş cupcake ve kokulu sabun atölyeleri. Ece hayal kırıklığına uğradı. Biz de trene binip , yemek yiyip evimize döndük.

Pazar günü Arena Sirki'nin son günüydü. Çocuklara bedava olan sirk için yetişkinlerden 20 tl gibi cüzi bir rakam alınıyordu. Patlamış mısırımızı evde patlatıp çantama attım. Evet cimrilik ettim. Hatta patlayan mısırı ig de paylaşınca ve sirk için hazırlık yaptığımı not düşünce, sosyal medyanın sirklere karşı olduğunu öğrenmiş oldum. Ama şükür ki izlediğimiz sirk sadece sihirbazlık, akrobasi ve cambazlıktan ibaretti. Denge gösterileri, çember içinden geçilerek atılan taklalar, merdiven ile yapılan gösteriler baya heyecanlı ve güzeldi. Çocuklar çok güzel vakit geçirdi. Ve biz bu gösteriler sayesinde sosyal medyada recm edilmekten kurtulduk :)

Pazartesi kalk gidelim diyen evi adam etmekti niyetim ama, mutfağa giren neden bir türlü çıkamazmış anladım. Sadece mideye çalıştım ve temizlik yapamadan o günü kapattım.

Salı günü muhteşem MOANA günüydü. Ece öncelikle yalnız gitmek istedi, arkadaşı bize katılınca arıza çıkardı ama, sonra yaptığının yersiz bir trip olduğunu anladı. Çünkü Dila ve Yeşim ile  çok güzel vakit geçirdiler. Sinema 2,5 yaşındaki çocuğun kucakta izlemesine izin vermedi, ona da bilet aldım. Ela nın ilk sinema deneyimiydi, sesten ürkünce kucağımda izledi tüm filmi. Kimse de gelip kucakta film izlemek yasaktır demedi. Boş koltuğa para ödedim anlayacağınız. Ama yine de film süperdi. Ela çok eğlendi, beni hiç yormadı. Bundan sonra animasyonları kaçırmayız CANIMSIN :D




Çarşamba hastane günümüzdü. Ecenin alerjisinin sebebini bulmak için alerji testi yaptırmaya karar verdik. Çıkan test sonucunda alerjisi olmayan şeyleri yazsam daha az vaktimi alır. Yok yoktu. Yumurta, polen, toz, küf, çimen, plastik, yün, kavun, balık, bezelye, ceviz, muz ...buna da şükür. Güya ben de ellerimdeki uyuşma için doktora görünecektim ama Ece'nin sonucundan sonra vazgeçtim. Zira Ela ile taşıdığım montlar çanta ile çok yorulmuştum.

Perşembe dışarıda kahvaltı yaptıktan sonra babaannelere gittik. Ece babaannesinden en sevdiği yemeği istemişti. Fırında patatesli tavuk :) Kimse babaannesi gibi yapamıyormuş. Babaannede seve seve yaptı sağolsun. Yemekten önce aklıma esen bir fikirle çocukları yengelerine bırakıp, kocamla yıllaaar sonra sinemaya gittik. Ata Demirer'in filmi. Biz çok eğlendik. En çok da organik amonyak sahnesine :) Çocuklar yormamıştı babaanneleri ile yengelerini. Akşam tüm aile bir arada çay keyfi ile güzel bir gün daha sona ermişti.

Cuma Ece'nin sınıf arkadaşına gittik. Ece arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine hep yanımda oturmayı tercih ediyor. Bu da bana garip geliyor. Ben yönlendiriyorum genelde oyun oynaması ya da arkadaşlarıyla vakit geçirmesi için. Ela bu konuda daha rahat.

Cumartesi yemeğe misafir davet ettik. Babamızın tuttuğu balıklar sonunda midemizdeki yerini alacaktı.

Pazar günü ne yaptığımızı unuttum desem. Deminden beri düşünüyorum ama hatırlayamadım. Hah buldum Yeşim'in doğumgününe gittik.  Çocuklar için güzel oldu tatile doğumgünü ile veda etmek. Yeşim bizim her zaman favori arkadaşımız oldu zaten. Kibar güzel kızım benim. Ela'nın Emiş'i o bizim için :)

Pazartesi ve salı günü de evde yapılması gereken işler ve çarşamba şükür ki işbaşı. Listemizi okuduysanız çok fazla avm de ya da başka mekanlarda vakit geçirmememize rağmen bunları yapmak bile baya bir maliyetli. Yani atlara binip, oyun salonlarına gidip, kayak yapıp, seyahat falan etseydik mazallah.

Araya bir örgü sıkıştırıp panduf giymeyen Ela'ya bir patik öreyim dedim onu da beceremedim. Tutturamadım ne sayısını ne modelini. Vazgeçtim.

İşte böyle geçti bizim tatilimizin ikinci haftası. Bu postu sabahtan beri nasıl toparlayacam diye düşündüm. Ortaya karışık bişey oldu işte.

Hepinize sevgiler, saygılar iyi hafta sonları.

8 Şubat 2017 Çarşamba

Challenge #15. #16. #17 gün ve çelınc biter

On beş yaşındaki birine vereceğin nasihat ne olurdu?



Çok okumasını, kitapla dost olmasını söylerdim.









Kağıda bir şey çiz ve bize göster.


Üstün resim yeteneğimle hayalimi çizeyim bari :)








2017'de olmasını çok istediğin bir şey.

Eşimin işlerinin eski haline dönmesini ve bu sıkıntılı günleri geride bırakmayı istiyorum. Ve de Ece'nin ürtikerinin sebebini öğrenip çözümünü bulmak istiyorum.




                                                              THE END


Çelınc biter. İşe geri dönülür. En kısa zamanda diğer postumla aranızda olacağım efenim.
Esen kalınız.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...